Cumartesi, Ocak 16th, 2016 | Author:

dentur
Yer: Beşiktaş – Üsküdar motoru, öğle saatleri.

Evden erken çıkılmış ve kahvaltı etmeye fırsat olmamış bir gün. Yapılacakların bir kısmı tamamlanıp günün programı rahatladıktan sonra, “ne yapsam, nerede ne yesem” diye düşünürken fikir değiştirip alınan “hadi vakit kaybetmeyeyim, bir an önce Üsküdar’a geçeyim” kararı. Devamında “o zaman iskeleden simit alayım, motorda da çay alırım, keyifli de olur” şeklinde alınmış başka bir karar. Yeni bir karar aldım; bir süredir karar vermiyorum, karar alıyorum. :)

Elimde simit, motora bindim; henüz içerisi bomboştu. Büfemsi kısma gidip bir çay istedim, parasını ödedim. Çaycı o sırada birşey sordu, ne sorduğunu hiç algılamadan en dalgın halimle “farketmez” yanıtını verdim. Yanıtımın hemen ardından benim için doldurduğu küçük boy çay bardağını bir kenara koyup, büyük boy bir bardakta başka bir çay hazırladığını ve bu sırada da “madem simit yiyeceksiniz, büyük boy olsun” dediğini farkettim.

Sanırım bir önceki algılamadığım soru da “çayınız büyük boy mu olsun, küçük mü olsun?”du. :)

You can follow any responses to this entry through the RSS 2.0 feed. You can leave a response, or trackback from your own site.
Leave a Reply

CAPTCHA (Şahıs Denetim Kodu) Resmi
*