Tag-Archive for » açlık «

Cumartesi, Ocak 16th, 2016 | Author:

dentur
Yer: Beşiktaş – Üsküdar motoru, öğle saatleri.

Evden erken çıkılmış ve kahvaltı etmeye fırsat olmamış bir gün. Yapılacakların bir kısmı tamamlanıp günün programı rahatladıktan sonra, “ne yapsam, nerede ne yesem” diye düşünürken fikir değiştirip alınan “hadi vakit kaybetmeyeyim, bir an önce Üsküdar’a geçeyim” kararı. Devamında “o zaman iskeleden simit alayım, motorda da çay alırım, keyifli de olur” şeklinde alınmış başka bir karar. Yeni bir karar aldım; bir süredir karar vermiyorum, karar alıyorum. :)

Elimde simit, motora bindim; henüz içerisi bomboştu. Büfemsi kısma gidip bir çay istedim, parasını ödedim. Çaycı o sırada birşey sordu, ne sorduğunu hiç algılamadan en dalgın halimle “farketmez” yanıtını verdim. Yanıtımın hemen ardından benim için doldurduğu küçük boy çay bardağını bir kenara koyup, büyük boy bir bardakta başka bir çay hazırladığını ve bu sırada da “madem simit yiyeceksiniz, büyük boy olsun” dediğini farkettim.

Sanırım bir önceki algılamadığım soru da “çayınız büyük boy mu olsun, küçük mü olsun?”du. :)

Çarşamba, Ekim 20th, 2010 | Author:

Duygusal açlık son dönemde sıkça bahsedilen bir konu. Kişinin yaşamında duygusal bir boşluk varsa, yeterince memnun değilse hayatından ve bunu değiştirmek için birşey yapmadan öylece oturuyorsa, değiştirme plânları yapıyor fakat uygulamaya geçmiyorsa, yemekten medet ummaya devam ediyor ve gittikçe daha çok yiyor. Sonra doğal olarak kilo alıyor. Bundan da mutsuz oluyor, geçici mutluluğu yine yemekte buluyor. Bu böyle sürüp gidiyor; ta ki radikal kararlar alıp istikrarlı bir şekilde uygulamaya geçinceye kadar. Olayın tıbbi ve hormonsal kısımları hakkında uzmanlık boyutunda bilgim yok ama özetle yaşamda yeteri kadar keyif veren, heyecan veren detay olmayınca kişi direkt bir mutluluk kaynağı olan yemeğe yönelebiliyor. Duygusal doygunluk olmayınca, duygusal açlık çıkıyor ortaya. Çözüm ne? Tek çözüm var: Dolu ve renkli bir yaşam!

Yukarıda yazdıklarım, okuduklarımdan, duyduklarımdan, hissettiklerimden bende kalanlar. Toronto Üniversitesi’nde yapılan bir çalışma da farklı bir konuda fakat benzer sonuçlar veren bir araştırmayla duygusal durum ve ihtiyaçlar arasındaki bağlantıyı ortaya koyuyor. Yalnızlık ve üşüme hissi arasındaki bağlantıyı araştıran iki çalışma yapılmış. İlk araştırmada 65 öğrenci iki gruba ayrılmış. Bir gruba kendilerini yalnız ve dışlanmış hissettikleri zamanlar ile ilgili anıları, diğer gruba da mutlu oldukları, kabul gördükleri  sosyal ortamlarla ilgili anıları hatırlatılmış. Daha sonra oda ısısını tahmin etmeleri istenmiş. 12 ile 40 derece arasında değişen yanıtlar gelmiş. Oda ısısını düşük tahmin edenlerin, kendilerini dışlanmış ve yalnız hissedenler olduğu gözlenmiş.

İkinci araştırma için de 52 öğrenciden, bilgisayarda bir top oyunu oynamaları istenmiş. Oyunda bazılarına birçok kez top atılırken, bazıları ile hiç oynanmamış. Daha sonra katılımcılara sıcak kahve, kraker, soğuk içecek, bir elma ya da sıcak çorbadan hangisini istedikleri sorulmuş. Oyuna dahil edilmeyenlerin sıcak çorba ya da kahveyi diğerlerine oranla daha fazla tercih ettikleri gözlenmiş. Araştırmacılar, bu kişilerin sıcak içecek ve yiyeceklere yönelmesini, dışlanma nedeniyle doğan üşüme hissinin sonucu olarak yorumlamış. Her iki araştırma da sosyal dışlanma ve yalnızlık duygusunun, kişide üşüme hissi yarattığını ortaya koymuş.

Adeta üşüme hissi yok diyebileceğim kişiler var hayatımda. Onların duygusal durumunu da bir araştırmak lâzım galiba. Kendileriyle fazlasıyla barışık ve bulundukları ortama renk katan, vazgeçilmez kişiler olduklarına dair bir tablo mu var arka plânda? ( Aslına bakılırsa var gibi.) Bu yüzden mi sinir bozucu, komik ve aynı zamanda da sempatik bir şekilde “burada nasıl üşürsünüz; burası tam olması gerektiği kadar, ideal ısıda” şeklinde tepki gösteriyorlar ortamı soğuk bulanlara? Hatta abartıp 15 derecelik ısının en az 25 derece oduğunu iddia edebiliyorlar.

29 Ekim 2008

Category: Genel, Yaşam  | Tags: , , ,  | Leave a Comment