Archive for » Mart, 2011 «

Pazartesi, Mart 14th, 2011 | Author:

“Pi Günü” Amerikan tarih formatında 3/14 olarak geçmesi dolayısıyla her yıl 14 Mart’ta kutlanıyor. Bu tarih aynı zamanda Einstein’ ın doğum günü. Dünyada ilk ‘Pi Günü’ etkinliği de ABD’nin San Francisco şehrindeki Exploratorium Müzesinde 1988 yılında kutlandı. Çemberin çevre uzunluğunun çapına bölümüyle elde edilen pi sayısının tarihi M.Ö. 2000 yılına dayanıyor. Bu tarihte Babilliler tüm çemberlerin çevresinin çapına bölümünün sabit bir sayıya eşit olduğunu fark ettiler. Mısırlılar M.Ö. 1650′ de Pi sayısını 3.165, Eski Yunanda 3,162, Archimedes 3 10/71 ile 3 1/7 arasında, Çin ve Greek matematikçiler de 3.162 olarak hesapladılar. 1436 yılında ünlü Semerkantlı Türk Matematikçi Giyasüddün Cemşid El Kaşi, ilk defa pi sayısının değerini 16 ondalığa kadar hesapladı. En yaygın yaklaşımı 3,14 olan Pi Sayısı 3,141592653589793238462643383… şeklinde devam eder.

Cuma, Mart 11th, 2011 | Author:

Eski kadınları arıyorum – duygusal ve cesur eski kadınları…

Bitpazarlarını, tozlu ve nemli ahşap kokan antikacıları, yüzlerce yıllık şehirleri, eski binaları, eserlerine hayran olduğum kişilerin bir zamanlar yaşamış oldukları evleri, müzeleri gezmeyi seviyorum. Yüzyıllık, üstü deri kaplı, ceviz bir yazı masasının arkasına geçiyorum ve üzeri yer yer çizik, ahşabı soluk ve cilası yitik masanın üstünden elimi usulca geçiriyorum. Gözlerimi kapatıp, bu masada, en büyük aşkını, en zarif mısralarla, tüy kalem ve kurutma mürekkep düzeninde kâğıda dökmüş, gizli saklı bir kadın şairi düşlüyorum, içim akıyor. Veya yüzlerce yıllık bir tarihi eserin içinde gezinirken, bu taş koridorlardan, elinde şamdanı, uzun, saten ve dantel eteğini sürüyerek geçip giden bir saray kadınını düşünüyorum. Sonra eski şarkıları dinliyorum cızırtılı kayıtlardan – artık kullanılmayan sözcüklerle ifade edilmiş eski aşkları, zarif ve içten duyguların dile geldiği melodileri sanki içime katarcasına dinliyorum ve derinimde neye, kime ait olduğunu anlayamadığım bir özlem beliriyor. Eski, güçlü kadınları arıyorum… more…

Pazartesi, Mart 07th, 2011 | Author:

Tüm samimiyetimle en baştan söyleyeyim “yaşam koçu, kariyer koçu, öğrenci koçu, kuantum koçu, basketbol koçu… Hepsine bayılıyorum. İlerletme, geliştirme amacı taşıyan her şeye ve bu yolda sunulan, elde edilebilen, fark edilen tüm olanaklara müthiş bir sempatiyle bakıyorum.”

Kişisel gelişimle ve farklı durumlardaki farklı psikolojilerle ilgili çok çeşitli kitap ve kaynak var. Neredeyse elimizin altında diyebileceğim kadar yakınımızda tüm bu bilgiler. Birçoğumuzun almış olduğu eğitim ve danışmanlık hizmetleri var; meraktan veya ihtiyaçlar doğrultusunda. Sebep ne olursa olsun, okuduklarımız hangi derinlikte olursa olsun hepsinden geriye kalan birşeyler var bizde. Hayatımızda etkisini direkt olarak hissettiren veya zamanı geldiğinde kullanılmak üzere içeride biryerlerde bekleyen. more…